14 Temmuz 2010 Çarşamba

En Sevdiğim Dört Fıkra


DELİLER DELİKTEN BAKIYOR

Tımarhanenin genç ve yeni doktoru bütün delilerin kapalı bir odanın kapısının önünde sıraya girdiklerini görür. Sırası gelen anahtar deliğinden uzun uzun odayı seyrediyor, sonra hayretler içersinde bir daha seyretmek üzere sıranın sonuna gidiyormuş.

Ne olduğunu merak eden doktor da sıraya girmiş, başlamış beklemeye...
sıra kendine geldiğinde delikten bir de bakmış ki bomboş bir oda...
delilerin yaptığı gibi tekrar sıraya girmiş ama durumu anlayamadığından önündeki deliye sormuş.

- Af edersiniz, ben de o delikten baktım ama bir şey göremedim
Deli küçümseyerek gülmüş;
- Biz haftalardır o delikten bakıyoruz bir şey göremiyoruz da sen bir bakışta mı göreceksin?

NEDEN KABARIK?

Küçük çocuk plajda annesiyle güneşlenmektedir. Bir şey dikkatini çeker ve annesine sorar
- Anne, neden kızların önü düz de, erkeklerin önü kabarık?
Annesi durumu geçiştirmek için bir cevap verir;
- Erkekler önlerine para koyarlar da ondan.

Cevaptan pek tatmin olmayan afacan:
- Anne şu yanımızdaki amca var ya, sana baktıkça paraları çoğalıyor.


LEYLEK & ÇAKAL

Hayvanlar bir uçağa binmiş yolculuk yapıyorlarmış. İçlerinden Leylek uçağın servis düğmesine basıp hostesi çağırmış;
"buyrun efendim" demiş hostes, "ne arzu edersiniz?".
"hiiç" demiş leylek, ".bnelik olsun diye bastım".

Aradan bir kaç dakika geçmemiş ki Leylek yine servis düğmesine basmış, hostes yine gelmiş ve leyleğin cevabı aynı olmuş; "hiiç .bnelik olsun diye bastım".

Olayı izleyen çakal, biraz da ben eğleneyim demiş ve o da servis düğmesi ile hostesi çağırmış ve hostese "hiiç .bnelik olsun diye bastım" cevabını verince hostes sinirlenmiş, durumu pilota bildirmiş, ve leylekle çakalı uçaktan atmışlar.

Çakal hızla aşağı düşerken leylek yukarıdan seslenmiş.
- Ah, demiş çakal kardeş, madem uçmayı bilmezsin ne diye .bnelik edersin!

ARKANIZ SAĞLAM MI?

Köyün birinde sürekli öten bir horoz varmış. Gerine gerine ve sürekli ötmesiyle köylüyü canından bezdirmiş. Durumu köyün ihtiyarına anlatıp yardım istemişler.
İhtiyar; kolay demiş. Getirin horozu.

Ertesi gün sabah olmuş horozda tık yok, öğlen olmuş, akşam olmuş gıkı bile çıkmıyor.
Merak edip ihtiyara ne yaptığını sormuşlar.

Gayet basit demiş ihtiyar. Kıçına motor yağı sürdüm. Artık ne zaman gerine gerine ötmek istese arkasından kuvvet alamadığı için sesi de çıkamıyor fukaranın.

Tıpkı insanlar gibi. Arkası sağlam, cebinde parası olan böbürlene böbürlene öter, güvenecek bir dalı olmayan da sus pus sinmek zorunda kalır. Ne dersiniz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder